Göz çevresi, yaşlanma belirtilerini ilk gösteren alanlardan biridir. Bölgedeki cilt yapısı, yüzün geri kalan bölgelerinden yüzde 40 daha ince ve daha hassastır. “Kaz ayağı” olarak tabir edilen göz çevresindeki ince çizgiler ve kırışıklıklar, en yaygın yaşlanma sorunlarından biridir. Ciltteki kolajen ve elastik doku kaybı nedeniyle gelişir. Yaşlanma ile doğal olarak gerçekleşen bu süreç, alınabilecek bazı önlemlerle geciktirilebilir.
Yaşlandıkça cildimiz elastikiyetini (gerginliğini) ve kolajeni (dolgunluğunu) kaybeder. Cilt elastikiyeti, kollajen kaybı ve cilt hareketinin bir kombinasyonu, kaz ayaklarının ana nedenleridir. Bununla birlikte, zararlı güneş ışınları ve hormon değişiklikleri de bu süreci etkiler.
Kaz Ayakları Nedir ve Neden Olur?
Kaz ayakları, gözlerin dış köşesindeki kırışıklıklardır. Bu adı almasının nedeni, kaz ayaklarıyla olan benzerliğidir. İlerleyen yaşla birlikte neredeyse herkesin karşılaştığı bu cilt sorunu, göz çevresindeki cildin yaşlandıkça doğal yağlarını ve gerginliğini kaybetmesinden kaynaklanır.
Gözlerin köşe kısımlarındaki cilt, tüm bunlarla birlikte kırışıklıklara daha yatkın hale gelir. Kaz ayakları, güneşten kaynaklanan serbest radikal oluşumu ve kirlilik gibi etkenler sonucu kötüleşebilir. Dakikada yaklaşık 15-20 kez (günde 20 bin defa) göz kırparak ve gün içerisinde birçok kez gülümseyerek yüz kaslarının kırışmasına ve neredeyse sürekli hareket etmesine neden oluruz.

Cilt, en dıştaki epidermis, iç dermis ve cildin altındaki deri altı bölgesi olmak üzere üç katmandan oluşur. “Kırışıklıklar” denilince ilk akla gelen, epidermiste görülen kırışıklıklar veya çöküntülerdir. Ancak gerçek eylem yüzeyin altında devam etmektedir.
Dermis, kaz ayaklarına ve kırışıklıklara neden olan ana cilt tabakasıdır. Kan damarları, saç kökleri ve yağ bezlerinin karmaşık bir kombinasyonudur. Ayrıca bu katman, kaz ayaklarını önlemek için iki temel protein olan kollajen ve elastinin bulunduğu yerdir.
- Kolajen, vücudumuzda çeşitli amino asitlerden oluşan en bol proteindir. Bağ dokusunda bulunan bu protein, cilde, saça, tırnaklara, kemiklere, bağlara ve tendonlara yapı kazandırmaktan sorumludur. En önemlisi cilt hücrelerinin kuvvetini ve hacmini sağlar.
- Elastin, dermis ve bağ dokusunda bulunan başka bir proteindir. Cilt hücrelerinin gerildikten, büzüldükten veya sıkıştırıldıktan sonra şeklini geri almasını ve ‘geri dönmesini’ sağlayan elastik bir özelliğe sahiptir.
- Subkutis (cildin alt tabakası) ter bezlerini, gevşek bağ dokusunu ve en önemlisi yağları barındırır. Bu yağ tabakası azaldığında kaz ayaklarına, kırışmaya ve genel olarak sarkmaya neden olabilir.
Derinin bu üç seviyesi, su, protein, lipitler, mineraller, kimyasallar ve enzimler dahil olmak üzere çeşitli bileşenlerden oluşur. Bu unsurlar yaşamımız boyunca sürekli olarak iyi ya da kötü değişim halindedir. Cilt hücrelerimizdeki biyolojik değişiklikler, yaşlandıkça vücudumuzda kaz ayaklarına ve diğer cilt kırışıklıklarına neden olur.
Kaz ayaklarına neden olan genetik değişiklikler şunlardır:
1 – Protein Parçalanması
Vücudumuz zamanla belirli proteinleri üretme ve parçalama yeteneğini kaybeder. Bu da onların varlığının giderek küçülmesine neden olur. Kolajen tipik olarak cilt organının % 75’ini oluşturur ancak bu oran azaldıkça cildimiz desteğini ve esnekliğini kaybeder.
Kolajen lifleri, cildi yukarıda tutmak için yapı iskeleti görevi görür. Kolajenaz adı verilen bir enzim, eski veya hasar görmüş kolajeni parçalayarak yeni proteinlerin yerini almasına yardımcı olur. Vücut gençken kolajen üretildiği hızda parçalanır. Ancak yaşlandıkça, bozulma artarken üretim yavaşlar. Net sonuç, daha az yeni kolajen ve mevcut kolajenin azalmasıdır.
Kolajene benzer şekilde, elastin üretimi de zaman ve elementlerden etkilenir. Yaşla birlikte, elastin bir kez gerildiğinde geri çekilmez. Eski bir lastik bant gibi geri çekilmek yerine gevşek kalır ve kaz ayaklarının dış göz bölgesi boyunca sarkmasına neden olur.
2 – Deri Altındaki Yağın Azalması
Doğal yaşlanma, deri altında bulunan yağı azaltır. Yüzde yağ kaybedildiğinde yüz hacmi de azalır. Yani cildin kaplayacağı yüzey oranı daha düşüktür fakat cilt miktarı yine aynıdır. Bu da dokunun kendi üzerine kıvrılmasına, gevşemesine veya kırışıklıklar oluşturmasına neden olur. Desteksiz zayıflamış cilt aşağıya doğru sarkacağı için yerçekimi de kaz ayağı nedenleri listesine eklenebilir.
3 – Sebum Miktarındaki Azalma
Yağ bezlerimiz yaşlandıkça daha yavaş sebum üretir. Sebum, nemi muhafaza eden ve serbest radikallere karşı cilt etrafında koruyucu bir bariyer oluşturan yapışkan yağdır. Nem, kaz ayaklarının önlenmesinde önemli bir unsurdur; cilt kuru ve kırılgan olduğunda, yapısal manipülasyona daha yatkındır.
4 – Daha az Glikozaminoglikan (GAG)
Glikozaminoglikan, dermis ve epidermis arasında bulunan sıvı matriks içinde su bağlayıcı şeker molekülleridir. Kolajen ve elastin lifleri arasındaki boşluğu doldurarak, destek sağlayarak ve dik tutarak cilde dolgunluğunu vermekten sorumludurlar.
Protein, yağ ve sıvı yağa ek olarak, GAG’ler kaz ayaklarına neden olan ve yaştan etkilenen etkenlerden bir diğeridir. Daha az su ve hacimle, cilt sonunda deyim yerindeyse ‘söner’ ve kaz ayaklarına neden olmaya daha yatkın hale gelir.
İnce Çizgiler ile Kaz Ayakları Arasındaki Fark Nedir?
İnce çizgiler derin veya geniş olmayan, kaz ayaklarından farklı şekilde tedavi edilen kırışıklıklardır. Bunlar yüzün herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. Kaz ayakları kas kasılması nedeniyle ortaya çıkarken, ince çizgiler o kadar derin ve belirgin değildir. İnce çizgilerin çoğu, hafif cilt dolgu maddelerinden herhangi biriyle giderilebilmektedir.
Kaz Ayaklarının Oluşması Nasıl Önlenir?
Göz kırpmamak ve gülümsemekten vazgeçmek bir seçenek olmasa da bölgeyi çevresel hasara karşı koruyarak kaz ayaklarının önüne geçilebilir. Kronolojik yaşlanma olarak da bilinen içsel yaşlanma, yaşamın doğal bir parçasıdır. Tamamen önlenemese de cildin yapısındaki temel proteinlerden, yağ, sebum ve şeker dengesinin korunmasıyla önemli ölçüde geciktirilebilir.

İyi Bir Diyet Uygulayın
Cildinizin canlılığı ve genel sağlığınız için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri, vücuda bol miktarda faydalı yağ sağlayan bir diyet uygulamaktır. Doymamış yağlar (hem tekli doymuş hem de çoklu doymamış), vücuda daha düşük kolesterol seviyeleri ve düşük kalp hastalığı riski dahil olmak üzere birçok fayda sağlar. Ek olarak, cildinizi daha yumuşak ve hacimli tutmaya da yardımcı olur.
Kaz ayaklarının nasıl önleneceğine dair basit bir çözüm arıyorsanız, aşağıdaki gıdalardan daha fazla tüketmeye çalışın:
- Somon ve diğer soğuk su türleri gibi omega-3 temel yağ asitleri bakımından zengin balıklar
- Avokado
- Fındık
- Sızma zeytinyağı
Şeker Alımını Sınırlayın
Kaz ayaklarını önlemek için sadece faydalı yiyeceklerle beslenmek yeterli değildir. Aynı zamanda sağlıksız yiyeceklerden de (özellikle şekerden) uzak durmak gerekmektedir. Kan dolaşımındaki aşırı şeker seviyeleri kolajene bağlanır ve glikasyon adı verilen bir süreçle kollajeni işlevsiz hale getirir. Ek olarak, şeker alımının sınırlandırılmasının yanı sıra sabah gözlerinizi ovmaktan da kaçınmanız önemlidir.
Sigara İçmekten ve Dumanına Maruz Kalmaktan Kaçının
Tütün dumanı, erken yaşlanma için büyük bir hızlandırıcıdır. Yapılan araştırmalar, sigara içenlerde kaz ayağı oluşma riskinin içmeyenlere göre daha erken ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Sigara içmek veya içen birinin yanında sürekli durmak, iltihaplanma sürecini tetiklemekle kalmayarak, günlerce temizlenmesi gereken serbest radikalleri de sisteme sokar.
Okuma Gözlüğü Kullanın
Göz çevresindeki deriyi etkileyen ve tekrarlanan herhangi bir yüz ifadesi (özellikle sürekli gözlerin kısılması), kaz ayaklarının oluşmasına katkıda bulunur. Yaşın ilerlemesiyle görmede bir azalma yaşanması durumunda, bir okuma gözlüğü gözlerinizi daha geniş tutabilir. Ofiste bilgisayarınızın ekranına gözlerinizi kısarak bakmak veya aynı şekilde evde bir kitap metnini okumak, kaz ayaklarının önde gelen nedenlerindendir.
Sürekli Yüzünüzü Yıkamaktan Kaçının
Yüzünüzü çok sık yıkamak, kaz ayaklarına ve kırışıklıklara yol açabilir. Bu kulağa mantıklı gelmeyebilir ancak sert musluk suyu cildi temel neminden, doğal yağlarından ve koruyucu lipitlerinden arındırır. Yüzünüzü çok sık yıkayarak koruyucu bariyerini de yıkarsınız. Cilt bakımı rutininiz dahilinde temizlik yaptığınızda soğuk su kullanın ve hemen ardından bir nemlendirici ile devam edin.
Güneş Koruyucu Krem Kullanın
Korunmasız güneşe maruz kalmak, erken yaşlanmanın ve kaz ayaklarının bir numaralı nedenidir. UVA ve UVB güneş ışınları, kırışıklık oluşumunun hızlanmasına ve cilt canlılığının zayıflamasına neden olur. Radyasyon, zararlı serbest radikaller nedeniyle DNA ve proteinlere zarar verebilir. Her dışarı çıktığınızda minimum SPF 30 geniş spektrumlu bir güneş kremi kullanarak, tüm bu riskleri en aza indirebilirsiniz. UV ışınlarının arabanın camından ve hatta en bulutlu havalarda bile cildinize nüfuz edebileceğini unutmayın.
Kaz Ayaklarından Kurtulmak İçin Doğal Çözümler
Göz çevresindeki derinin sürekli hareket etmesi kaçınılmazdır. İfade çizgileri genellikle 20-30 yaşları arasında gelişmeye başlar. Ancak erken dönemde alınabilecek bazı önlemler, kaz ayaklarının gelişimlerini önemli ölçüde azaltabilir.
Kimyasal peelinglerde kullanılan maddeler, hassas cilt tipleri için çok agresif olabilir. Ciltte yeni oluşmaya başlayan kaz ayaklarından kurtulmak için birçok yöntem bulunur. Aşağıda tarifi verilen doğal yüz maskeleri, bu cilt sorunun önlenmesine yardımcı olabilir:
Yumurta akı maskesi: Yumurta akı, çeşitli kırışıklıkları tedavi etmek, cildi sıkılaştırmak ve ince çizgileri azaltmak için yüzyıllardır kullanılmaktadır. Bir adet yumurtanın akını çırparak köpüklü bir kıvama getirin. Kaz ayaklarının etrafına sürün ve 10 dakika bekletin. Temiz bir pamuk topunu soğuk suya batırın ve cildinizi temizleyin.
Hindistan cevizi yağı: Kırık cilt dokularını yeniden bağlayabilen linoleik asit içeriği sayesine kaz ayaklarının giderilmesinde kullanılabilir. Aynı zamanda cildi nemlendiren harika yumuşatıcı ve nemlendirici özelliklere sahiptir. Her gece uyumadan önce birkaç damla Hindistan cevizi yağı ile bölgeye nazikçe masaj yapılması yeterlidir.